5 Şubat 2010 Cuma

Burak Eren {Sportif Cümleler} Röportajı


Futbolcu Emrah Bedir röportajının ardından blog yazarı arkadaşlarımızlada röportajlara başlıyorum. İlk röportajımı Sportif Cümleler bloğunun yazalarından sevgili Burak Eren ile gerçekleştirdim. Soruları yolladıktan kısa bir süre sonra cevaplarını yolladığı için kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum. Fazla uzatmadan röportaja geçelim.

1- Burak, öncelikle değerli zamanını ayırdığın için sana teşekkür ederim. Klasikleşmiş soruyla başlayalım. Burak Eren kimdir, bize kendinden biraz bahseder misin?

Burak Eren, açıköğretim öğrencisi olan, hayatını spora adamış, Galatasaray'ı hayat felsefesi olarak benimsemiş bir kişidir. 22 yaşındayım, bildiğiniz gibi Sportif Cümleler'de ve Goal.com'da yazıyorum. Kendimi böyle geliştiriyorum diyebilirim. Hedeflerim var :)

2- Sportif Cümleler bloğunu açma fikri nasıl gelişti?

Blog açma fikri benim uzun zamandır kafamda olan bir şeydi. 2008 yılı yaz döneminde bunun adına çaba gösterdim ama tek başıma blog açmak, onun tutmasını sağlamayı gözüm almadı diyebilirim. Sonrasında Serap Bahar'la tanışmamız Sportif Cümleler'in temellerini attı. Ona blog açma fikrimi söyledim, o da bu olaya sıcak bakınca 2009 Mart ayında blogu açtık. Bizler sürekli hedefleri olan insanlar olduğumuz için blogun ilermemesi için büyük çaba gösterdik ve kısa zamanda bu günlere geldik diyebilirim. Ama kafamda sürekli blogu daha erken açmalıydık düşüncesi hakim.

3- Sen dahil blogda 4 kişisiniz sanırım. Kalabalık bir grup olmak sıkışıklığa neden oluyor mu?

Blogda aslında 5 kişiyiz. Ama durum şöyle oluşuyor. Yazarlarımız arasında görünen Ufuk Eskioğlu sadece blogumuzun bannerlerini yapıyor. O hiç bloga yazmıyor. Savaş Eskigülek ise haftalık Galatasaray voleybol değerlendirmesi yazıyor. Aynı şekilde Berkan'da haftalık Galatasaray basketbol değerlendirmesi yazıyor. Bu yüzden herhangi bir sıkışıklık söz konusu değil. Serap'la ben sabah akşam bloga yazıyoruz :)

4- Futbol dışında da başka spor dallarından haberlere de yer veriyorsunuz. Çoğumuz için farklı spor dallarını takip etmek zaman açısından olanaksız olurken siz bunu nasıl başarıyorsunuz?

Bizler sporu spor olduğu için seviyoruz, olayı sadece futboldan ibaret görmüyoruz. Aslında bu gayet olanaklı bir durum. Sabah akşam futbola hatim indirmeden diğer sevdiğiniz sporlara da bakarsanız gayet olanaklı oluyor diyebilirim :) Mesela ben atletizm konusunda çok iyiyim, Serap ise tenis konusunda çok iyi durumda. Ama diğer sporlardan da haberdar oluyoruz. Bizim de farkımız biraz bu diyebilirim. Ama bütün bunlara rağmen Galatasaray ve futbol ağırlıklı yazıyoruz.

5- Bu kadar çok spor bloğu arasında Sportif Cümleler kısa bir sürede popüler bir blog haline geldi. Bunun sırrı neydi, bizimle paylaşır mısınız?

Bunun öyle çok gizli bir tarifi yok aslında. Söyleyebileceğimiz tek şey emek vermek, çabalamak, ilgilenmek. Zaten neye emek verirseniz onun karşılığını alıyorsunuz. Biz de blogda bunu yaptık. Geliştiğiniz ölçüde de popülarite artıyor, bir çevre ediniyorsunuz, gelen bir kişi yanında iki kişi getiriyor, o iki kişi başka iki kişiye söylüyor.. Bu şekilde yürüyor her şey.

6- Birazda asıl konumuza geçelim. Galatasaray bu yıl çok büyük bir atılım yaptı. Başta Rijkaard ve ekibi takımın başına getirildi. Ardından isim yapmış önemli futbolcu transferleri geldi. Galatasaray'ın yaptığı bu atılımları nasıl değerlendiriyorsun?

Galatasaray'ın bütün bu adımları yarattığı vizyonun ayak sesleridir diyebilirim. Geçtiğimiz sezon kurulan iyi kadronun başına genç, potansiyel vaad eden ama hazır olmayan bir teknik adamı getirince bazı dönemlerde Total Futbol'un ayak seslerini duymamıza rağmen sezon istenilen gibi geçmedi. Bu sezon ise daha organize hareket edildi ve Rijkaard & Neeskens ikilisi takımın başına geçti. Galatasaray kadro itibariyle kaliteli oyuncuların takıma kazandırılmasının yanında güçlü altyapısı sayesinde büyük bir potansiyel barındıran bir takım. Böylesine bir karşımı ise Rijkaard gibi bir isimle bir noktaya getirmek mümkündü. Her şeyi geçtim Rijkaard başarısız olsa bile Galatasaray, Rijkaard'ı takımın başına getirerek vizyonunu göstermiştir.


7- Rijkaard'ın Barcelona'da uyguladığı sistemi, Galatasaray'da da uygulamaya çalıştığını görüyoruz. Sence Rijkaard ve ekibi Türkiye'de ki baskı ortamında bunu başarabilecek mi?

Rijkaard ve Neeskens büyük bir tecrübe durumunda. Türkiye'de ki baskı ortamı bu yüzden böylesine kaliteli isimleri asla etkilemez. Burada önemli olan basının baskı yaratmasının aksine yönetimin ve taraftarın teknik adamının arkasında olmasıdır. Galatasaray taraftarına baktığımda ise bu sezon şampiyon olmasak bile Rijkaard'ın arkasında duracaktır. Çünkü Rijkaard kredi ve kalite anlamında çok farklı bir yerde. Barcelona'da yaptıklarını göz önüne alınca mutlaka sabır sözcüğünü artık alnımıza yazdık.

8- Galatasaray sezon başında çok iyi bir futbol sergileyerek rakiplerini farklı skorlarla deviriyordu. Ancak ilerleyen haftalarda takım bir düşüşe geçti. Sen takımdaki bu düşüşü neye bağlıyorsun?

Sezonu çok erken açmamız neticesinde form düşüklüğü de biraz erken oldu. Ayrıca yaşanan bu form düşüklüğünün yanına, Baros'un da sakatlığı eklenince Galatasaray bundan oldukça fazla etkilendi. Rijkaard'da bu süreçte çeşitli arayışlara girdi ama bu süre zarfında Galatasaray bir bakıma kan kaybetti. Ama bu değişimleri mutlaka denemek gerekiyordu. Neticesinde forvet sorunsalı çüzülünce ve takımın form grafiği bir adım ileri gidince ilk yarının son haftalarında yine müthiş futbol oynadığımızı söyleyebilirim. Ligin ikinci yarısına da iyi başlık, Türkiye Kupası'nda da iyi gidiyoruz.

9- Devre arasında yapılan Neill, Jo ve Giovani transferlerinin takıma bir fayda sağlayacağını düşünüyor musun?

Galatasaray'ın bu transferlere mutlaka ihtiyacı vardı. Öncelikle savunmada liderlik yapacak, topu oyuna iyi sokabilecek, etrafında oynayan futbolcuların performansına ekstra katkı verecek {Ernst etkisi} bir futbolcu gerekiyordu. Ara transferde de bildiğiniz gibi transfer yapmak çok zordur. Buna rağmen Neill getirildi ve takıma ilaç oldu diyebilirim. Neill geldikten sonra Galatasaray'a bakarsak artık savunması daha derli toplu, en güzeli ise Servet Çetin'in iyi performansından bahseder olduk.

Jo ve Giovani ise aslında değişimin ayak sesleri. Son yıllara bakarsak genelde getirdiğimiz kaliteli yabancılar bile yaşını almış, tecrübeli futbolculardan oluşuyordu. Jo ve Giovani'nin satın alma opsiyonlu buraya gelmesi biraz da bu yüzdendir. Kewell ve Baros'un da sakatlıklarında o bölgelerde alternatif futbolcu ihtiyacı vardı. Jo bu bakımdan Baros'un boşluğunu dolduracaktır. Avrupa Ligi'nde olmaması handikap ama Atletico Madrid'i geçmemiz durumunda Baros döneceği için fazla sorun olmayacaktır. Giovani ise bir bakıma Rijkaard'ın manevi oğlu. Hatta Messi, Ronaldinho olması beklenen büyük bir potansiyel. Rijkaard'ın bu futbolcuyu istediği noktaya getirmek için Barcelona'da nefesi yetmemişti ama Galatasaray'da bu misyonunu tamamlayacaktır.

10- Yapılan yabancı transferlerinin ardından takımdan gönderilecek isim üzerinde bir çok tartışmalar yapıldı ve sonunda Nonda gönderildi. Sence bu karar doğru muydu?

Öncelikle Nonda ile yollar mükemmel bir şekilde ayrıldı. Yani bu ayrılıkta sorunlar yaşanmadı ve her iki tarafta dostça ayrıldı diyebilirim. Nonda takımda iyi bir alternatifti ama takımın yükü sırtına kaldığında malesef bunu kaldıramadı. Sisteme kesinlikle uymayan futbol tarzının yanında yaşının da kemale ermesi sonucunda Nonda devrinin bittiğini düşünüyorum. Bu açıdan yolların ayrılması doğrudur. Kewell mı Nonda mı desek herkes sabaha kadar Kewell der. Kewell farklı bir noktada olduğu için onla yolların ayrılması söz konusu bile olmaz, olmamalı.


11- Blogda belki de isminden en çok bahsettiğiniz isim Harry Kewell'ın sözleşmesi sezon sonunda bitiyor. Hepimiz gibi sende onun takımda kalmasını istiyorsun. Sence Kewell bizi bırakacak mı?

Bu konuda iki tane düşüncenin var olduğunu söyleyebiliriz. Birincisi Kewell ailesini çok özlüyor ve onların yanında olmak istiyor. İkinci düşünce ise Kewell, Galatasaray'dan ayrılması durumunda Avrupa'da Galatasaray kadar büyük bir kulübe gidemez. Sık sakatlıklarını ve yaşını göz önüne aldığımda bunu söyleyebilirim. Ayrıca Galatasaray taraftarı bu futbolcuyu çok seviyor ve Hagi'den sonra yeni bir efsane yarattılar. Bana sorarsan Kewell mutlaka takımda kalacaktır.


12- Denizlispor maçından sonra herkes Leo Franco'ya yüklendi {sende dahil}. Aykut ve Ufuk gibi kalecilerimiz varken Leo'nun takımda kalmasını nasıl değerlendiriyorsun?

Leo Franco'nun bir kere transfer edilmesi oldukça yanlıştı. Çünkü kariyeri boyunca ortalama bir kaleciydi ve ortalama bir kaleci olarak kaldı. Bugün Arjantin Milli Takım'ının kalesini koruyan kalecilere baktığımızda Leo'nun nasıl bir kaleci olduğu sonucu olduğu ortaya çıkıyor. Ya da Abbondanzieri yıllarca Arjantin'in kalesini korudu ama futbol olara hep vasat takımlarda yer aldı. Leo Franco ise kendini üst düzey takımlarda göstermesine rağmen Arjantin'in kalesi ona emanet edilmedi. Yani bu kaleci her açıdan vasat. Topu oyuna iyi sokuyor diyorlar, alakası yok. Her an her yerden gol yeme kapasitesi var. Aykut ve Ufuk varken bu kalecinin oynamasını anlamıyorum ama sezon sonunda takımdan ayrılcak ilk ismin kendisi olduğunu ve kaleyi Ufuk'un devralacağını adım gibi biliyorum.

13- Avrupa Kupasında rakibimiz Atl.Madrid, son dönemde istikrarsız bir performans sergiliyor. Sen Atl.Madrid'i nasıl değerlendiriyorsun, tur şansımız nedir?

Bu eşleşme Avrupa Ligi'nin en zevkli eşleşmesi oldu. Çünkü her iki takımın inanılmaz bir hücum potansiyeli var ve savunma konusunda sıkıntılar yaşıyorlar. Bana kalırsa tur için biz daha şanslıyız ama Atletico Madrid gününde olduğunda ters işler yapabilir. Agüero ve Forlan'ı yabana atmamak gerekiyor. Tur şansımızı yüzde 55 olarak görüyorum. Bunu da Atletico'nun facia savunması için söylüyorum.

14- Galatasaray, şu an 3 kulvarda yarışıyor. Sence 3 kulvarda da şampiyonluk gelir mi?

Türkiye Ligi'nde ve kupasında Fenerbahçe ile mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Şimdiden kimin şampiyon olacağını kestirmem çok güç. Kimin nefesi daha güçlü çıkarsa o şampiyon olacaktır. Avrupa Ligi'nde ise Atletico Madrid'i geçmemiz durumunda önümüz oldukça açık. En azından yarı final bekliyorum.

15-Son olarak Futbol-Kolik hakkında ki izlenimlerini almak istiyorum. Malum daha çok yeni bir blog. Bizlere neler önerirsin?

Futbol-Kolik yeni ama atılımlar yapmak isteyen bir blog. Bence bu atılımlara devam et, diğer bloglarla link alışverişleri yap, blogu sık sık güncelle. Kaliteli yazılar yazıyorsun ve başarılarının devamını diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.