12 Eylül 2012 Çarşamba

Güzeldi | Türkiye: 3 - Estonya: 0



Oyunun ilk 20 dakikalık bölümü ile sonraki bölümünü farklı değerlendirmek gerekir. Estonya 20. dakikada ki kırmızı karta kadar planladığı sistemi başarıyla uyguladı. Savunmaya yaslanıp uzun toplarla pozisyona girmeyi amaçladılar. Nitekim oyunun ilk bölümünde 2-3 kez tehlikeli pozisyonlar yakaladılar. Bu dakikalarda bizim savunmanın verdiği açıklar dikkat çekti. Buna rağmen girdikleri pozisyonlarda beceriksizlik nedeniyle golü bulamadılar. Oyunun 20. dakikasından sonra rakibin 10 kişi kalmasıyla biraz daha rahatladık. Buna rağmen ilk yarıda istediğimiz oyunu tam anlamıyla oynadığımızı söyleyemem. Gerek Hollanda mağlubiyeti, gerek medyada yapılan eleştiriler ve Selçuk üzerine yoğunlaşan gündem oyuncuları bir hayli germiş. Bu gerginlik golü bulamayınca telaşa kapılmamıza neden oldu. Fakat tam bu dakikalarda Emre ile bulduğumuz gol maçı çözdü. İkinci yarıda çok daha özgüvenli ve ne yaptığını bilen bir takım izledik. Rakibinde eksik kalması nedeniyle ileriye neredeyse hiç çıkamaması oyunu tamamen Estonya yarı alanına yıkmamızı sağladı. Özellikle Gökhan ve Hasan’ın da sık sık hücumlara katılmasıyla kanatları çok etkin kulandık. Nitekim ikinci yarı bulduğumuz iki golde kanatlardan yapılan ortalarla geldi. Kazanılması gereken bir maçı kayıpsız geçtik. Özellikle ikinci yarı oynadığımız iyi oyunda sevindirici. Fakat rakibinde gücünün sınırlı olduğunu ve üzerine bir kişi eksik kaldığını düşünürsek çokta abartılmaması gereken bir galibiyet oldu.

Maçın kısa değerlendirmesinden sonra birazda futbolcuların ve Abdullah Avcı hakkında bir şeyler karalamak istiyorum. Futbolcularımız inanılmaz gergin ve bir o kadar istekliydi. Hollanda mağlubiyeti ve hocaya yapılan eleştirilerin oyuncuların bir hayli hırslanmasına neden olmuş. Futbolcuların hırslı olmaları elbette güzel. Fakat bu hırsın birazda öfkeyle karışık olduğunu gözlemledim. Özellikle Emre’nin gol sevincinde bunu çok net bir şekilde gördük. Oyuncularda ki bu hırs anlaşılabilir ancak bu kadar öfkeli olmak niye?

Abdullah hocanın Selçuk tercihi, Ersun Yanal’ın Hakan Şükür olayına benzemeye başlıyordu. Fakat hoca buna bir son verdi. Hollanda maçından sonra yazdığım gibi Selçuk’u ilk 11’de oynatmamasına saygı duyarım. Fakat 14 kişilik rotasyonda bile kullanmaması hataydı. Bu sefer onu yapmadı. İkinci yarı Selçuk’u oyuna alarak bu tartışmaların uzamasına engel oldu. Selçuk’ta attığı golün yanı sıra sergilediği performansla iyi bir maç çıkardı.  Son olarak seyircileri son dakikalarda Burak’ı yuhalaması dışında beğendiğimi söyleyebilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.