Oyunun ilk 20 dakikalık bölümü ile sonraki bölümünü farklı
değerlendirmek gerekir. Estonya 20. dakikada ki kırmızı karta kadar planladığı
sistemi başarıyla uyguladı. Savunmaya yaslanıp uzun toplarla pozisyona girmeyi
amaçladılar. Nitekim oyunun ilk bölümünde 2-3 kez tehlikeli pozisyonlar
yakaladılar. Bu dakikalarda bizim savunmanın verdiği açıklar dikkat çekti. Buna
rağmen girdikleri pozisyonlarda beceriksizlik nedeniyle golü bulamadılar.
Oyunun 20. dakikasından sonra rakibin 10 kişi kalmasıyla biraz daha rahatladık.
Buna rağmen ilk yarıda istediğimiz oyunu tam anlamıyla oynadığımızı söyleyemem.
Gerek Hollanda mağlubiyeti, gerek medyada yapılan eleştiriler ve Selçuk üzerine
yoğunlaşan gündem oyuncuları bir hayli germiş. Bu gerginlik golü bulamayınca
telaşa kapılmamıza neden oldu. Fakat tam bu dakikalarda Emre ile bulduğumuz gol
maçı çözdü. İkinci yarıda çok daha özgüvenli ve ne yaptığını bilen bir takım
izledik. Rakibinde eksik kalması nedeniyle ileriye neredeyse hiç çıkamaması
oyunu tamamen Estonya yarı alanına yıkmamızı sağladı. Özellikle Gökhan ve Hasan’ın
da sık sık hücumlara katılmasıyla kanatları çok etkin kulandık. Nitekim ikinci
yarı bulduğumuz iki golde kanatlardan yapılan ortalarla geldi. Kazanılması
gereken bir maçı kayıpsız geçtik. Özellikle ikinci yarı oynadığımız iyi oyunda
sevindirici. Fakat rakibinde gücünün sınırlı olduğunu ve üzerine bir kişi eksik
kaldığını düşünürsek çokta abartılmaması gereken bir galibiyet oldu.
Maçın kısa değerlendirmesinden sonra birazda futbolcuların
ve Abdullah Avcı hakkında bir şeyler karalamak istiyorum. Futbolcularımız
inanılmaz gergin ve bir o kadar istekliydi. Hollanda mağlubiyeti ve hocaya
yapılan eleştirilerin oyuncuların bir hayli hırslanmasına neden olmuş.
Futbolcuların hırslı olmaları elbette güzel. Fakat bu hırsın birazda öfkeyle
karışık olduğunu gözlemledim. Özellikle Emre’nin gol sevincinde bunu çok net
bir şekilde gördük. Oyuncularda ki bu hırs anlaşılabilir ancak bu kadar öfkeli
olmak niye?
Abdullah hocanın Selçuk tercihi, Ersun Yanal’ın Hakan Şükür
olayına benzemeye başlıyordu. Fakat hoca buna bir son verdi. Hollanda maçından
sonra yazdığım gibi Selçuk’u ilk 11’de oynatmamasına saygı duyarım. Fakat 14
kişilik rotasyonda bile kullanmaması hataydı. Bu sefer onu yapmadı. İkinci yarı
Selçuk’u oyuna alarak bu tartışmaların uzamasına engel oldu. Selçuk’ta attığı
golün yanı sıra sergilediği performansla iyi bir maç çıkardı. Son olarak seyircileri son dakikalarda Burak’ı
yuhalaması dışında beğendiğimi söyleyebilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.