Man. Unıted’ın
yedek kadroyla gelmesi çok tartışıldı. Kimileri bunu avantaj, kimileri ise
dezavantaj olarak gördü. Benim fikrim ise rakibin hangi kadroya geleceği değil,
bizim ne yapacağımızın önemli olduğu yönündeydi. Takım dün maç boyunca çok iyi
mücadele sergiledi. Hırs, istek, coşku hepsi bir aradaydı.
İlk yarıda
kontrollü bir oyun oynadık. Rakibinde genç ve etkili hücum hattının olması,
takımda biraz endişe yarattı. Bu nedenle çok fazla hücuma çıkamadık ve üretken
olamadık. Aynı zamanda da savunmada da rakibe neredeyse hiç pozisyon vermeden
tamamladık ilk yarıyı. İkinci yarıda ise Cluj maçından gelen haberinde
etkisiyle, daha fazla hücum yapan ve kazanmak için saldıran bir takım izledik.
Nitekim bu istek ve arayış çok uzun sürmedi. Selçuk’un kornerden yolladığı iyi
ortaya kafasını uzatan Burak Yılmaz’ın golüyle öne geçmeyi başardık. Sonrasında
yine ataklara devam ettik. Hamit’in direkleri sarsan bir topu oldu. Onun
dışında da etkili hücumlar geliştirdik. Bu arada rakibe de pozisyon şansı bile
vermedik. İkinci yarı oyunun genel anlamda hakimi olmayı başardık ve
oynadığımız oyunla da galibiyeti fazlasıyla hak ettik.
Takım genel
anlamda çok iyiydi ama yine öne çıkan isimler oldu. Geriden başlayacak olursak;
Semih kısa bir aradan sonra tekrar aldığı formanın hakkını verdi. Soğukkanlı
duruşuyla çok önemli hamleler yaptı. Sol tarafta ise Riera müthiş oynadı. Benim
onunla ilgili düşüncelerim pek olumlu değildi. Fakat İspanyol oyuncu beni
yanılttı. Bu yaşta kendini geliştirmesi ve hırslı mücadele ederek elinden
geleni yapmaya çalışması ayakta alkışlanması gereken bir durum. Onu orada
oynatmakta ısrarcı olan Fatih hocayı da tebrik etmek gerek.
Orta sahada
ise Hamit, Melo ve Amrabat sergiledikleri performansla göz doldurdu. Hamit için
zaten bir şeyler söylemeye gerek yok sanırım. Kalitesini ve tecrübesini bütün
CL maçlarında gösterdi. Bu maçta da yine etkili oyunuyla UEFA tarafından bir
kez daha maçın adamı seçildi. Böylece iki ManU maçının da adamı olmayı başardı.
Yine Amrabat’ta çok iyi bir oyun çıkardı. Özellikle ilk yarıda kontrollü
oynayan takımın, hücumda ki başrol oyuncusuydu. Rafael karşısında adeta şov
yaptı. Geriye dönüşlerde de oldukça başarılıydı.
Ayrı bir
parantezde değerlendirilmesi gereken isim olan Melo ise adeta geri dönüş yaptı.
Sezon başından bu yana bir türlü hazır bir görüntü vermeyen Brezilya’lı,
kendisine verilen belki de son şansı çok iyi kullandı. İyi oynayan Yekta’yı
sırf kendisi için yedeğe çeken Fatih hocayı da rahatlattı. Aksi halde Yekta’yı
oynatmadığı için eleştiriler hep Fatih hocaya gelecekti. Ama Melo gösterdiği
müthiş performansla hocasının güvenini boşa çıkarmadı.
Son olarak
5 maçta 5 gol atan Burak Yılmaz’ı da tebrik ediyorum. Şampiyonlar liginde
attığımız gollerin hepsinde onun imzası var. Bu çok büyük bir başarı. Çoğu
zaman acımasızca eleştirilmesine rağmen, işini yapmaya devam ediyor olması çok
güzel. Umarım devamı da gelir ve tarihe ismini altın harflerle yazdırır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.