30 Temmuz 2010 Cuma

Yeter Rijkaard {G.Saray: 2 OFK Belgrad:2}


Skora göre mi yazalım, oyuna göre mi ? Tabiki her zamanki gibi oyuna göre maçı değerlendirmek istiyorum. Maç sonrası çok sinirli olduğum için yazıyı bugüne bıraktım. Eğer dün maç yazısını yazsaydım sonrasında çok pişman olabileceğim şeyler yazabilirdim. Neyse uzatmadan konuya girelim...

Geldiği günden beri belkide ilk kez sayın Rijkaard'ı eleştirmek istiyorum. İlk günden beri sürekli "total futbol" deyip durduk. Zamana ihtiyaç var dedik, sabır taşı olduk. Ama artık yeter... Bu takım için ağlayan, üzülen, bazı maçlardan sonra eli, kolu moraran ve en önemlisi bu takım için kalbi atan bir taraftar olarak diyorum ki; Sarp, Ayhan ve Barış üçlüsü bu takımdan gönderilsin. Bu adamlar bu takımda olduğu müddetçe Rijkaard bunları oynatacak. Bu maçla birlikte bunu bir kez daha gördük. Yahu elinde Cana ve Emre Çolak gibi oynatmak istediğin oyun anlayışına uygun iki oyuncu varken neden hala Ayhan ve Barış !..

Bu takım Sarp-Ayhan-Barış üçlüsünden en fazla bir tanesini kaldırabilir. O da belki Mustafa olabilir. En azından diğerlerine göre ne yaptığını bilen, mücadele eden ve ileride gol arama isteği olan bir oyuncu. Ama, Ayhan ve Barış maç boyunca bu takıma ne katkı sağlıyor. Ya ben futboldan anlamıyorum yada ben körüm! Artık kendimden şüphe etmeye başladım. Bu adamlar beni çıldırtacak. 90 dakika boyunca bu adamların bu takıma ne gibi katkı sağladığını çıksın sayın Rijkaard açıklasın.


Rijkaard ve ekibine sonuna kadar güveniyorum. Hala onların bir "devrim" gerçekleştireceği ihtimali beni heyecanlandırıyor. Ama bu devrimi Sarp-Ayhan-Barış üçlüsüyle gerçekleştiremezsiniz. Rijkaard da bunun farkına varmalı. Bu maçta bu üçlünün oynatılmasının hiç bir inandırıcı açıklaması olamaz. Geçen sezon bu oyunculardan bıkıp Elano'yu o mevkide oynatan Rijkaard, ne olduda yeniden bu üçlüyü sahaya sürdü ?

Bu orta saha sorunundan ziyade başka sorunlarda bu maçla birlikte yeniden gün ışığına çıktı. Mesela kaleci sorunu. Fenerbahçe maçından sonra Aykut ve Ufuk'a ne kadar güvenebileceğimizi sorgulamıştım. Bu iki kalecininde iyi kaleciler olduğunu dile getirmiştim. Ancak, herşeye rağmen koca sezona bu kalecilerle başlamanın ne derece doğru olabileceğini ifade etmiştim. Nitekim, Aykut yine kendisine has hatasını yaptı. Çizgide beklemeye devam edip, topu kalesinde görmeye devam etti. Bu takıma mutlaka bir kaleci alınması lazım. Ufuk'ta çok iyi bir kaleci ama ona güvenerek koca bir sezona girmek bana göre hata olur.

Diğer bir sorun ise Rijkaard'ın maçtan sonra söylediği gibi "skoru koruyamama" sorunu. Geçen yıldan beri maçların son 15 dakikasını izlemek adeta bir çileye dönüştü. Rijkaard bununda farkında ama hala bir çözüm yok. Basın toplantısında çok güzel bir şekilde bu konuyu ele aldı. 2-0 önde olan bir takımın taç atışını çok çabuk kullanması normal değil. Rijkaard'ın artık bu sorunada el atması gerekiyor.

Uzun ve bol eleştirili bir yazı oldu. İçimi dökmek istedim ve açıkçası çok rahatladım. Kimse yanlış anlamasın, Rijkaard'a olan saygım ve sevgim hala ilk günki gibi. Onun hala "devrim" gerçekleştireceğine olan inancımda da bir değişme yok. Ancak, bu yanlışlıklara artık tahammül edemiyorum. Eminim ki, aklı başında bütün Galatasaray taraftarlarıda bu yazıdaki düşüncelerime katılıyordur.

Not: Bu takımı Sırbistan'da yenip, turu geçeceğimizden eminim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.